26 Şubat 2025 tarihinde, Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’yı kanlı işgalinin üçüncü yıl dönümünde, Ukrayna’nın Antalya Başkonsolosu Sayın Oleksandr Voronin’in talebi üzerine Antalya’daki Aziz Alypios Kilisesi’nde bir anma ayini düzenlendi. Pisidia Metropoliti Eyüp Hazretlerinin yönettiği ve yerel din adamlarının katıldığı ayinde, cephede hayatlarını kaybeden askerlerin yanı sıra, çocuk ve sivil öldürülen tüm masum insanlar için dua edildi.
Anma ayininin başındaki hitabında Metropolit Eyüp, Ekümenik Patrikhane’nin “Dünyanın Yaşamı için: Ortodoks Kilisesi’nin Toplumsal Etosuna Doğru” başlıklı belgesinden bir alıntı yaptı:
“Ortodoks Kilisesi tarihsel olarak savaş, şiddet ve baskı karşısında katı pasifist bir tutumda ısrar etmemiştir; Kilise, inananların orduda veya polis teşkilatında görev yapmasını da yasaklamamıştır. Çoğu kez Kilise şehidi olmuş asker azizleri bunun tipik bir örneğini teşkil eder. Yine de Ortodoks Kilisesi hiçbir zaman, daha baştan ve bir takım soyut ilkeler çerçevesinde, bir dizi genel kriteri karşılaması halinde bir devletin şiddet kullanımını haklı çıkarmayı ve ahlaki olarak onaylamayı amaçlayan herhangi bir “Adil Savaş Kuramı” da geliştirmemiştir. Doğrusu Kilise hiçbir zaman savaştan “kutsal” ya da “ adil” olarak bahsedemez. Ancak, barış için dua etmekten asla vazgeçmese ve cebren güç kullanmanın her zaman her durum karşısında ahlaki olarak kusurlu bir yanıt olduğunu bilse de Kilise, günahın bazen şiddetin devam etmesine izin vermek ile bu şiddeti sona erdirmek üzere güç kullanmak arasında yürek burkan bir seçim yapmayı gerektirdiği yönündeki trajik ve kaçınılmaz gerçeği kabul etmiştir. Ne var ki, hiç kimse -silah altına alınmış olsa bile- adalete ve İncil’in kaidelerine aykırı olduğunu bildiği eylemlere katılmaya ahlaki olarak mecbur değildir. Hristiyan vicdanı her zaman ulusal çıkarın zaruretlerinden önce gelmelidir. Her şeyden önce bir Hristiyan her zaman farkında olmalıdır ki, bireyler ya da örgütlü gruplar tarafından işlendiğinde terör eylemi olarak kabul edilecek şeyler -siyasi bir amacı gerçekleştirmek uğruna masum sivillerin rastgele katledilmesi gibi- tanınmış devletler tarafından işlendiğinde ya da ileri askeri teknoloji kullanılarak gerçekleştirildiğinde ahlaken kabul edilebilir hale gelmez. Aslında, modern savaşın belirleyici özelliklerinden birinin, çatışma stratejileri ile sivil halkın kasıtlı olarak terörize edilmesinin etkin bir şekilde birleştirilmesi olduğu ileri sürülebilir.”
