Pisidia, Küçük Asya’nın orta ve güneyinde, Torosların dağlık kireçtaşı hacmi üzerinde yer almaktadır. Pisidia, MÖ 25 yılında Pamfilya, Likaonia ve Kilikya’nın bir kısmı ile birlikte Galatya Eyaleti’nin bir parçası olarak Romalıların doğrudan yönetimi altına girmiştir. Pisidia’nın Galatya Eyaleti’ne bağlılığı İmparator Vespasian’a kadar (MS 72) devam etmiştir.
Pisidia Mukaddes Metropolisi’nin varlığı Resuller dönemine kadar uzanmaktadır. Pisidia, Aziz Resul Pavlos tarafından Hristiyanlaştırılmıştır; Pavlos ilk apostolik yolculuğu sırasında, yol arkadaşı Aziz Resul Barnabas ile birlikte Kıbrıs’ın Baf şehrinden gelmiş, Attalia’da (Antalya) karaya çıkmış, Perge’de vaaz vermiş ve Pisidia’daki Antakya’ya gitmiştir. Dönüşünde de aynı Attalia limanından gemiye biner (Resullerin İşleri 13-14). Aziz Pavlos’un Pisidia Antakyası’ndaki bir Yahudi sinagogunda verdiği vaaz halk arasında büyük bir heyecan yaratır, ancak Yahudilerle çıkan çatışma iki Hristiyan misyonerin şehirden kovulmasına yol açar. Daha sonra geri dönerler ve oradaki Hristiyan cemaati için ihtiyarlar atarlar. Aziz Pavlos da hem ikinci hem de üçüncü yolculuklarında bölgeyi ziyaret etmiştir. Pavlos’un Antakya’da çektiği “zulüm ve acılardan” 2 Timoteos 3:11’de söz edilir. Galatyalılara yazdığı risalesinde Aziz Pavlos, “Galatyalılar” olarak nitelendirilen Pisidia Hristiyanlarına da hitap etmektedir.
Pisidia’nın Mukaddes Metropolisinin merkezi, Akdeniz, Ege ve İç Anadolu bölgelerinin kesişme noktasında yer alan ve eskiden Pisidia ile Frigya sınırında bulunan Pisidia Antakyası’ydı. Alan, Isparta ilinin modern ilçesi Yalvaç’ın yaklaşık 1 km kuzeydoğusunda yer almaktadır. Antik Antakya’nın kalıntıları arasında, Pavlos’un sinagog vaazının yerini işaret ettiği iddia edilen yıkık bir Bizans kilisesinin altında, arkeologlar bu sinagog olabileceğini düşündükleri birinci yüzyıldan kalma bir yapıyı ortaya çıkarmışlardır. Roma’nın Pisidia eyaletinin başkenti olan Antakya bir metropolitlikti. Pisidia Metropolitliği’nin birçok episkoposu Ekümenik Konsillere katılmıştır.
Denizden ve karadan yapılan Arap akınları imparatorluğu zayıflattı ve şehirler bu akınlardan zarar görerek terk edilmeye başlandı. Antakya’ya karşı en şiddetli saldırı 713 yılında yapıldı. Antakya bir daha toparlanamadı ve yüzyıllar süren ihtişamı yok oldu. Antakya Haçlılar tarafından ziyaret edildikten sonra 11. yüzyılda Selçuklu Türkleri bölgeyi ele geçirdi. 11 Eylül 1176’da Bizans İmparatorluğu ve Selçuklu Sultanlığı orduları Miryokefalon’da (bin baş) karşılaştı. Yeri tam olarak bilinmemekle birlikte Yalvaç yakınlarında bir yerde olduğu kabul edilmektedir. Türkler akropol yerine vadiye yerleşmişlerdir. Ele geçirilen şehirlerin çoğunun adını değiştirmediler, ancak Antakya’nın adı unutuldu ve bölgede hiç Hristiyan kalmadığı için, belki de Aziz Pavlos’a bir gönderme olarak “Resul” anlamına gelen “Yalvaç” adını verdiler.
Pisidia Antakyası’nın gerilemesinden sonra episkoposluk makamı, 14. yüzyıldan itibaren sadece “Pisidia Metropoliti” olarak anılmaya başlayan Pisidia Antakyası Metropolitliği’nin bir süfragan episkoposluk bölgesi olan Sparta’ya (Isparta) nakledildi.
Güneybatı Küçük Asya’nın antik bir eyaleti olan Pamfilya’nın kıyısında yer alan Side, MÖ 7. yüzyılda Yunan yerleşimciler tarafından kurulmuştur. Roma eyaleti Pamfilya Prima’nın başkenti olan Side, dini açıdan metropolitlik makamıydı. Bilinen en eski episkopos, 314 yılında Ankira Sinodu’na başkanlık eden Epidavros’tur. Notitiae Episcopatuum 13. yüzyıla kadar Side’den Pamfilya Metropolisi olarak bahsetmeye devam etmiştir. Episkoposlarının çoğu Ekümenik Konsillere katılmışlardır.
Perge, MÖ 1050-1000 yılları arasında, korsan alınlarından korunabilmek için sahilden 16 km içeride, Toros bölgesindeki Aksu (Kestros) Nehri’nin her iki kıyısında kurulmuştur. Erken Hristiyanlık döneminde Perge’den Hristiyanlığın önemli bir merkezi olarak bahsedilir. Bu durum 6. yüzyıla kadar böyle devam etmiştir. Yedinci yüzyılda Arap akınlarıyla karşılaşan şehir yavaş yavaş sakinleri tarafından boşaltılmış ve terk edilmiştir. Notitiae episcopatuum, kentten 13. yüzyıla kadar Pamfilya Secunda’nın metropolisi olarak bahseder. episkoposlarının çoğu Ekümenik Konsillere de katılmışlardır. Perge’li Azize Matrona 6. yüzyılda yaşamış, kendisine kötü davranan kocasından kaçmak için geçici olarak kılık değiştirmesiyle tanınan bir azizedir. Mucizevi şifa yeteneğiyle ünlüydü. Daha sonra Konstantinopoli’de ünlü bir kadın manastırı kurmuş ve 100 yaşında ölmüştür.
Attalia (Antalya), adını aldığı Bergama Kralı İkinci Attalus tarafından MÖ 158 yılında kurulmuştur. Küçük Asya’nın güney kıyısında bir sahil kentidir ve antik çağlardan günümüze kadar bölgenin en önemli limanlarından biri olmaya devam etmektedir. Bugün Kesik Minare Camii olarak bilinen Hristiyan Bizans bazilikası, ince oyma mermerlerle süslenmiş Panayia’ya (Allah’ın Annesi) adanmış 5. yüzyıldan kalma bir Hristiyan kilisesidir. Attalia, Bizans İmparatorluğu’nun önemli bir şehriydi. Şehir ve çevresindeki bölge 13. yüzyılın başlarında Selçuklu Türkleri tarafından ele geçirilmiştir.
14. yüzyıldan sonra Pamfilya’daki Side ve Perge-Attalia Metropolitlikleri Pisidia Metropolitliği’ne bağlanmıştır. O zamandan beri Pisidia Metropoliti Side ve Antalya Eksarhı unvanını taşımaktadır. 1661’den itibaren Antalya, Pisidia Metropolitliği’nin ikinci bir makamı olarak da kullanılmaya başlandı. Aslında Metropolitin yazın Sparta’da, kışın ise Antalya’da ikamet etmesi alışılmış bir durumdu. 19. yüzyıl boyunca Meis Adası (Yunanistan) ile Makri (Fethiye), Livissi (Kayaköy), Antifelos (Kaş) ve Mira (Demre) şehirleri Pisidia Metropolitliği’nin yetki alanına aitti. Nüfus mübadelesinin yapıldığı 1924 yılından itibaren Metropolitliğin fiilen varlığı sona ermiş ve Pisidia Metropoliti unvanı Ekümenik Patrikhane episkoposlarına onursal olarak verilmiştir. Metropolitliğin pastoral ve litürjik yaşamı 2008 yılında Kore Metropolitliğini kendi isteği ile bırakan ve Ekümenik Patrikhane Mukaddes Sinodu tarafından Pisidia Metropoliti seçilen Sotirios Trambas (1929-2022) tarafından yeniden tesis edilmiştir.